Öne Çıkan Yayınılar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hinduizm'in kutsal kitabları nedir ?
Kutsal Kitaplar
Hinduizm’de Kutsal Kitaplar, Vedalar, Brahmanalar, Aranyakalar ve Upanişadlar olarak gruplandırılan onlarca ciltten oluşur. Kutsal Kitapların dili Sanskritçe’dir. Bunlara, vahyedilen veya ilham edilenler anlamında Sruti türü eserler denir. Bunların yanı sıra Destanlar, Sutralar, Puranalar ve dinsel hukuk alanında yazılmış kanunnameler de vardır. Bunlara ise akledilen, düşünülerek kaleme alınan eserler anlamında Smriti denir.
Şruti (Vahyedilen veya İlham Edilen Metinler)
Vedalar: Sanskritçe Veda terimi “bilmek” kökünden türeyen bir isimdir. İlâhi veya kutsal bilgi anlamındadır ve Hinduizm’in temelini oluşturan kutsal metinleri ifade eder. Genellikle M.Ö. 1500-1000 yılları arasında kaleme alındıkları kabul edilse de kesin olarak ne zaman ortaya çıktıkları ve yazıya aktarıldıkları bilinmez. Hindulara göre, onların hepsi vahiy eseridir ve rişi adı verilen kişilerce kaleme alınmıştır. Vedalar, Rig Veda, Sama Veda, Yajur Veda, Atharva Veda şeklinde dörde ayrılır. Vedalar’da, genel olarak, ilahiler, dualar, yaşam kaideleri, tılsım ve büyü gibi konular yer alır. Hinduizmin Kutsal Metinleri geniş bir koleksiyonu içerir. Brahmanalar, Upanişadlar ve Aranyakalar Vedaların tamamlayıcısı niteliğindedir.
Brahmanalar: Ne zaman yazıldığına dair kesin bir tarih verilememekteyse de M.Ö. 1000-500 yılları arasında kaleme alındığı tahmin edilmektedir. Vedalar, kurban törenlerini, Hintlilerin eski gelenek ve göreneklerini, felsefî ve ahlâkî anlayışını açıklayan kutsal bilgileri içerir. Bu özelliklerinden dolayı Hindu Talmudu olarak nitelendirilir.
Aranyakalar: Brahmanalar ile Upanişadlar arasındaki bir dönemde yazıldıkları tahmin edilmektedir. Kanlı kurban törenleri ile bunlara ait tasvir ve kurallar yerine “om” gibi sırlı heceleri tekrarlamayı, dinî törenlerin gerçek anlamını kavramayı, “mutlak varlık” üzerinde tefekkürü, felsefî konulara ve uygulamalara önem vermeyi öne çıkaran bilgilere yer verilmiştir. Aranyakalar, münzevî bir hayatı özendirir. Bundan dolayı Aranyaka metinleri, münzevîler tarafından okunur ve üzerinde derin tefekkürler yapılır.
Upanişadlar: Vedalardan sonra, Hint ilâhiyat ve felsefesinde Upanişadların önemli yeri vardır. Tanrı, alem, ruh, ölüm ötesi, hayatın tekamülü ve kaderi gibi konuları ele alır.
Smriti (Vahye veya İlhama Dayanmayan Metinler)
Mahabharata ve Ramayana destanları: Hintlilerin iki önemli destanıdır. Bu iki destanın, ne zaman ve kim tarafından yazıldığı bilinmemektedir. Dünyanın en uzun destanı olan Mahabharata Destanı 240.000 cümleden oluşur. Hintlilerin efsanevî kahramanlık menkıbelerini içerir. İnançtan ibadete, mitolojiden felsefeye geniş bir alanda Hint dinî düşüncesiyle ilgili önemli bilgiler sunar. Önemli destanlardan diğeri Ramayana’dır. Rişi Valmiki tarafından yazıldığı ileri sürülür. Ramayana Destanı, Tanrı Vişnu’nun avatarası Rama’nın hayat hikayesidir ve 24000 beyitten oluşur. Ramayana Destanı’nda, Rama’nın şahsında itaatkâr bir oğul, sadık bir koca, cömert bir kardeş, cesur bir savaşcı, mükemmel bir insan ve ideal bir Hindu portresi sunulur.
Puranalar: Dünyanın yaratılışını ve tanrının değişik bedenlere girerek insanlık tarihine müdahale edişini anlatan mitolojik eserlerdir. Hintlilerin tarihi, felsefesi ve coğrafyası hakkında önemli kaynaktır.
Manu Kanunnamesi: Manu’nun sözleri ve koyduğu kuralları içerir. Hayatın bütün alanlarını kapsayan, bir Hintlinin uyması istenen dinî, ahlâkî ve sosyal olaylar ile ilgili kurallar Manu Kanunnâmesi’nde yer alır.
Mabet ve İbadet
Hindularda mabetsiz yerleşim birimi yoktur. Kasaba ve şehirlerde büyük mabetler vardır. Mabetlerin yanında, kutsal yıkanmaya elverişli havuzlar bulunur. Tanrının ikamet yerleri olarak görülen mabetler insanların Tanrılar ile buluşma, onlara saygıda bulunma ve takdimeler sunma yeridir. Her tanrının bir mabedi bulunur ve o mabette tanrı heykeli yer alır.
Hinduizmde cemaatle ibâdet yoktur. İbadet, ferdîdir ve belirli bir şekle bağlı değildir. Tanrı’nın her yerdeki ibadeti gördüğüne inanılır. Bundan dolayı, ibadet her yerde yapılabilir. Bir Hintli, kendisi ile tapındığı tanrı arasında zihnini odaklaştıracağı bir vasıta arar, ibadet tanrı heykelinin etrafında odaklanır. Rahipler bu heykele hizmet eder, onu yıkayıp süsler, ona ibadet için gelenler de sessiz bir şekilde dua eder, etrafında döner, tefekkür eder, takdimeler sunar ve sunulan takdimelerin yenilmesi sureti ile ibadet sona erer. Mabetlerdeki ibadetler, ilahiler ve din hizmetleri görevli Brahmanlar tarafından yerine getirilir. Mabetlerin yıllık şenlikleri vardır. Bu şenliklerde putlar arabalarla çekilerek ırmaklara götürülür, yıkanır, elbise giydirilir, çiçek ve yemek sunulur.
Hinduizmde ibâdet, inandırıcı ve tutarlı sözlerle haberleşmedir. Bu haberleşme, büyülü sözler söyleme, dilekte bulunma, yakarma, tavassut, övgü ve özellikle tapınma şeklinde icra edilir. Hinduizm’de dinî gelenekler, ibadet edilen tanrılar ve törenler; bölgeden bölgeye mezhepten mezhebe çeşitlilik gösterir.
Hinduizm’e göre Brahman, Kşatriya ve Vaisya kastı günlük ibadetlerini uygulayabilme hakkına sahiptir. Belirtilen sınıflar sabah güneş doğmadan önce, öğle vaktinde ve güneş battıktan sonra günde üç kez ibadet ederler.
Hindu ibadetlerinde kadınlar, Vedaların ve ilahilerin okunduğu ibadetlere katılma hakkına sahip değildir. Onlar sadece ibadet amacı ile yenilen yemekleri hazırlama ve tabakları temizleme hakkına sahiptir.
Hinduizm’de çok sayıda dinî bayram vardır. Hindistan’da bayramlar, coşkulu bir halk gösterisi ve festival şeklinde geçer. Bayramlarda Tanrıların putları mabetten dışarı çıkarılarak dolaştırılır. Bu dolaşmalar, arabaların ve tahtların üzerinde yapılır. Bu bayramlar arasında en popüler olanı, İlkbaharda kutlanan Holi Bayramı’dır. Şubat-Mart aylarında dolunayda kutlanan bu bayramda herkes bol su ile ıslatılır. Temmuz -Ağustos ayında kutlanan Krişna’nın Doğum Bayramı ise bütün Hindistan’da, özellikle Bengladeş’te Vişnuistlerce kutlanır. Hinduların ilkbahar, sonbahar ve yeni yılda yerine getirdikleri özel şenlikleri, ateş âyini (homa), büyük kurban töreni (yajna), oruç (vrata), hac (yatra), karşılıksız hizmet etme (seva) gibi günlük olmayan dini uygulamaları da vardır.
Hinduizm’de günlük ibadetlerin dışında doğum, evlenme ve ölüm ile ilgili dinî törenler de vardır. Bu törenlerin amacı; hayatın her dönemini kutsamak, kişinin zararlı etkilerden korunmasını, bahtının açılmasını, iyi ve güzel şeyler ile karşılaşmasını sağlamaktır.
Yoga
Yoga, Sanskritçe’de bağlamak ve birleştirmek demektir. Bir irade eğitimi yöntemidir. Yoga, insanın hem bedenî hem de zihnî ve manevî gücünü bir araya getiren egzersizdir. Yoga yapana Yogi denir. Yogi, nefesine hakim olur ve zihnini bir noktada toplar. Böylece o, beden ile ruh, hareket ile zihin, his ile sezgi arasındaki ahengi sağlayarak kainatın değişmez özüne ulaşmaya, tabiat üstü güçler ile temas kurmaya çalışır.
Yoga, Gita’da insanları kurtuluşa ulaştıran yol, insanı kurtamayı hedefleyen egzersizler olarak yorumlanır.
Ahlâkî ve sosyal yapıda kişisel disiplin olarak önemli bir rol ifa eder. Hinduizm’de geniş anlamda, Karma-Yoga’dan bahsedilir. Dinî görevler, uygulamalar ve ödevler kişisel bir disiplin olarak ele alınır. Kişisel dindarlık disiplini olan Bhakti-Yoga, Tantra emirlerini icra etme ile ilgili kişisel disiplin olan Tantra –Yoga, Tanrı’nın isminin tekrar tekrar söylenmesi ile yerine getirilen ferdî disiplin olan Japa-Yoga, yoganın kademeleri olarak bilinir. Bütün bu kademeler, kişisel dindarlık ve disiplinin bir gereğidir.
Mezhepler
Hinduizm’de Şivacılık, Vişnuculuk ve Şaktıcılık olarak adlandırılan üç temel mezhep dikkat çeker. Bunların dışında Hindular arasında çok yaygın olmayan Arya-Samaj, Brahma-Samaj, Krişnacılık ve Yogacılık gibi başka akımlar da vardır.
Şivacılık (Şivaizm): Şivayı yüce tanrı kabul ederek ona ibadeti ilke edinen mezheptir. Bu mezhebe göre Şiva, yaratan ve öldüren tanrıdır. Aynı zamanda o insanlara çok düşkün ve merhametli bir tanrıdır. Dans halinde tasavvur edilen Şiva veya Şiva-lingam tasvirleri, Hindular arasında çok yaygındır. Şivacılık, Tanrı’nın bedenleşmesi inancını kabul etmeyen bir özellik gösterir. Onlara göre her şey Brahman’dır ve insanlar öz olarak Tanrı’dır. Herşey Brahman’ın (Şiva) tezahürüdür. Bu mezhebe göre yoga, mistik bilgi ve amel ilk planda; iman ikinci plandadır. Kurtuluş, insanın özünün Sonsuz Brahman’a (Şiva) karışması ve onunla bir olması ile mümkündür.
Vişnuculuk (Vişnuizm): Vişnu, en yüce Tanrı olarak kabul edilir, diğer Tanrılar ikincil olarak değerlendirilir. Vişnu; insanlara çok düşkün ve insanları çok seven müşfik, şefkatli ve merhametlidir. Yeryüzündeki iyileri korumak ve düzeni sağlamak için zaman zaman yeryüzünde Rama ve Krişna gibi farklı biçimlerde kendisini gösterir. Vedalar döneminde sıradan bir tanrı, Hindu teslisinde (trimurti) de hayatın devamından sorumlu bir tanrı olarak görülen Vişnu, bu mezhep için her şeyi yaratan, yok eden Yüce Tanrı’dır. Vişnuculuk, Tanrı’nın dünyada bedenleşmesi inancını kabul eder. Onlara göre Tanrı ile bir olmak gibi bir şey sözkonusu değildir ve Tanrı ile ruhlar birbirinden ayrıdır. Bu bağlamda insan ile Tanrı olan Vişnu (veya Krişna veya Rama) arasında fark vardır. Onlar için insan Tanrı değildir ve evren Brahman’ın tezahürü değildir. Evren ve Brahman ayrıdır. Asketizm ve öte dünya ile ilgili hususlara fazla önem verilir. Mistik bilgi ve yoga uygulamaları ikinci plandadır.
Şaktıcılık (Şaktizm): Şakti denilen dişil bir güce inanır ve çeşitli biçimler altında Şakti’ye ibadet ederler. Tanrıçalara ibadet eden bu mezhep mensupları, tanrıçaların dünyada bedenleşebileceğini kabul ederek panenteist bir anlayışa sahiptirler. Onlara göre herşey Brahman’dır ve insanlar öz olarak Tanrıça’dır. Herşey ve bütün yarı tanrı kabul edilen varlıklar Brahman’ın (Shakta) tezahürüdür. Şaktıcılara göre kurtuluş, insanın özünün sonsuz Brahmanla (Shakta) bir olması ile gerçekleşir. Mistik bilgi, yoga ve iman eşit ölçülerdedir. Ayrıca büyücülük uygulamaları da ön plandadır.
Kaynak: https://acikders.ankara.edu.tr/
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Popiler yayınlar
Alevi Devleti'nin Tarihi ve Önemi
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder